Baslangı� sayfası | Yazılar | Biz kimiz | Ilişki - Kontak |

G�n�n ayeti

Şöyle seslenin: ‹‹Kurtar bizi, ey kurtarıcımız Tanrı, Topla bizi, ulusların arasından çıkar. Kutsal adına şükredelim, Yüceliğinle övünelim.
1.Tarihler 16:35

Radyoya direkt giriş

Bu siteyi bir arkadasa tavsiye et

Titanik - Buzun Ağırığı

Titanik - Buzun Aðýrýðý
Buz mu g��l�, �elik mi? 14/15 Nisan 1912. Karanlık bir gecede vaktin en b�y�k ve sağlam gemisi daha ilk seferini yaparken bir buzdağına �arparak okyanusun dibini boylayıncaya dek herkes �eliğin buzdan daha g��l� olduğunda hemfikirdi; buna şï¿½phe eden yoktu. Tersini savunana belki de geri kafalı derlerdi. Bu felaket, denizcilik tarihinin en acıklı olayları arasındadır. Son yıllarda filmcilik bezirganları o unutulmaz batışın aşkla karışık bir filmini de �ekti, bol para d�kt�; daha bol para kırdı!

Gemiye verilen ilgin� ad, onun sağlamlığını, dayanıklılığını belirtmekteydi: Titanik. Sat�rn gezegeninin en b�y�k uydusu, insanlıktan �st�n! G�n�n en başarılı m�hendisleri, en usta gemi işï¿½ileri en sağlam kalite �eliği kullanarak bu muazzam gemiyi derin gururla suya indirdi; parlak t�renler d�zenlendi. İngiltere�den Amerika�ya, iki kara par�asının en se�kin yolcularını taşıyan gemi tam g�venle yola koyuldu. Herkes doyasıya eğleniyor, yiyor, i�iyor, tarihsel olayı kutluyor, karaya varınca �ekici planlar tasarlıyordu. Gemi New York�un 1600 mil kuzeydoğusunda hızla ilerlerken, bir anda en g��l� g�k g�rlemesinden daha korkun� bir g�mb�rt� herkesin �d�n� patlattı, m�zik ve bando seslerini bastırdı. Zevk-eğlence bir anda paniğe d�n�şt�.

O parlak yapıtın �elik g�vdesi var g��le buzdağına bindirince, y�z metreden aşkın bir yarık a�ıldı. �n taraf hemen sulara g�m�ld�. T�m �abalara karşın iki bu�uk saatte insanlığın �v�nc� karanlık sularda kayboldu. Yaklaşık 2200 yolcudan sadece 705 can kurtulabildi. Buz �elikten �st�n �ıktı; nice kişi utan�la, h�z�nle başını yere eğdi.

Korku işaretleriyle �evrili yaşam yolculuğuna yakın tarihin sayfalarından aktarılan bu unutulmaz felaket dizi dizi ger�ekleri anımsatmakta. Kuşkusuz, bunlardan ders edinmekle ilgilenen kadına erkeğe, gence yaşlıya. Sen de her insan gibi yolculuktasın. Hi� kuşku yok; esenlik-g�venlik limanına ulaşmakla iligilenirsin. Buysa, nasıl bir gemide yolculuk yaptığına bağlıdır. Titanik�i y�netenlerin d�şï¿½nemediği buzdağları gittiğin yolu d�şemekte. Onlar gafil avlandı. Aynı oyuna d�şebilirsin! Olabilir ki, sağlam saydığın ara� canını sonsuzluğun parlak kıyısına iletebilecek g��te ve dayanıklıkta değil! Yolculuğunu nasıl s�rd�r�yorsun, onu nelere dayıyorsun? Kader, kısmet, alın yazısı, tecelli, inşallah-bismillah ve bu t�rden başka tekerlemeler ilerinin kapkaranlık bulutlarla �rt�l� olduğuna tanıklık eder. Kesin g�ven sağlayamayan sonsuz kesin kuşku g�stergesidir.

Geminin sağlamlığını, yolun g�venliğini, karanlığı bastırabilecek ışığın s�rekliliğini iyice d�şï¿½nmek herkes gibi senin de boyun borcundur. Dayandığın gere� nedir, nasıl kurulmuştur? Bunun en iyi kaliteli �elikten yapıldığını d�şï¿½nebilirsin. Titanik�i en itinalı ustalıkla kurup kesin kanışla onu okyanusa salanlar, bu işin p�f noktasını d�şï¿½nemedi. Insan yapısı �elikten daha g��l� buzdağları bulunduğunu kestiremedi. Buzdağı �eliği parampar�a edince, bu yanlıştan geri d�n�lemedi. O denli insanın yanı sıra kocaman geminin de sulara g�m�ld�ğ�n� g�renler g�z�ne inanamadı. Kutsal Kitap�ta şu uyarı duyuruluyor: ��yle yol var ki, insana doğru gibi g�r�n�r, ama sonu �l�md�r� (S�eyman�ın �zdeyişleri 14:12; 16:25). Nicelerin sarılageldiği dayanaklar sonunda tuzla buz olur.

T�m varlığının temel sorunu, o değerli canını g�venlikli sonuca iletebilecek gerece ihtiya�tır. Geriye kalan herşey ge�ici zamana, sınırlı mekana kısıtlıdır. Yaşam �ok �nemli bir yolculuktur. Kuşkusuz, bu yolculuğa en sağlam ve denenmiş ara� gerektir. Ademoğlu �ıktığı yolculuk �zerinde d�şï¿½n�r, taşınır, araştırır. Bir�oğu hedefe ulaşır. Ama Titanik yolcuları gibi ulaşamayanlar da �oktur. Zevkten d�rt k�şe olan yolcular bir anda ��r�k tahtaya bastığını anlayıverdi. Geminin karşısında hi� bilinmedik tehlike bekliyordu. Bu gelişimde kusurlu ademoğlunun yanılgısı belli oldu.

Yaşam yolculuğu buzdağlarıyla �evrili. Varlığın her k�şesinde sırıtan g�nah hem yolculuğa �elme takıyor, hem de sonsuz g�venliğini yok ediyor. Ademoğulları kendine �zg� ara�lar bulmuş, bunlarla oyalanmakta, kurtulma olanakları aramakta: din, t�re, g�renek, libas-serpuş, sa�-sakal, tespih, bayram-seyran ve daha neler! Gelgelelim, bunlar g�nah buzdağını yok edemiyor, yolculuğa g�ven veremiyor. Dincilik-bi�imcilik bu okyanusu aşabilseydi yery�z� azizlerle dolardı. Ne var ki, bunlar herkese azizlik ediyor. Bu acıklı �yk� s�r�p gitmekte, insanın yaşamını ve akıbetini �izmekte. Ne gam!

İsa Mesih�in sayısız mucizesi Incil�in sayfalarını donatır. Birine değinmek fırtınalarla y�kl� yaşam yolculuğunda asıl gereksinimin niteliğini daha iyi anlatabilir: �Onlardan ayrıldıktan sonra dua etmek i�in dağa gitti. Gece bastırdığında tekne denizin ortasındaydı. İsa da yapayalnız karadaydı. İsa �ğrencilerinin k�rek �ekmekte zorlandıklarını g�rd�. ��nk� r�zgar onlara karşı esiyordu. Sabah ��le altı arası, İsa denizde y�r�yerek onlara yaklaştı. Yanlarından ge�mek istedi. O�nun denizde y�r�d�ğ�ne tanık olunca, bunun bir g�r�nt� olduğunu sanarak avaz avaz bağırdılar. ��nk� hepsi de O�nu g�rm�ş ve korkmuştu. O zaman İsa onlarla konuştu. �Y�reklenin� dedi, �Ben�im, korkmayın!� Tekneye, onların yanına �ıktı. R�zgar dindi. �ğrenciler şaşkınlıktan donakaldılar� (Markos 6:46-51).

�nceki d�nyanın tayfun gibi azıtan g�nahını o �rk�t�c� tufanla yargılayan evrensel Yargı�, hakka adalete dayanan ilkelere sarılan Nuh�la ailesini kurtardı. Kendi �nerisiyle kurulan gemide.. Bu Tanrı kadına erkeğe g��l� bir kurtarıcı, bir kaptan g�nderdi. İsa Mesih insan bedeni kuşandı, g�nahlarımıza karşı ha�landı, g�m�ld�, �l�mden dirildi, y�celere y�kseldi ve yeniden gelişinin g�venliği insanlığın parlak bekleyişi oldu. O, �Yol da, ger�ek de, yaşam da Ben�im� dedi, �Ben aracı olmadık�a hi� kimse Baba�ya gelemez� (Yuhanna 14:6). Her s�z�n� eylemleriyle kanıtladı ve ger�ekleştirdi O.
Titanik - Buzun Aðýrýðý
Buzun ağırlığı nasıl giderilir? Tartışma istemeyen eritme işlemiyle. U�akların buzla �rt�lmesini �nlemek i�in �ok �nemli bir bakım gerek�esi uygulanır: Buzu eritip ��zen bir sıvı (etilen glikoz) serpilir u�ağa. Bu �nlem alınmazsa buz baştanbaşa u�ağı sarar, her yanında gittik�e kalınlaşan sert bir tabaka oluşur. Bu gereksiz ağırlık tehlikeye �ağrıdır. Koşuya koyulan sporcu hi� ağırlık vermeyen incecik iplikten dokunmuş  bir fanila giyer. En �nemsiz sanılan ağırlık bile koşucunun �st�nde y�ke d�n�şï¿½r. Tenis t�r�nden sporlara katılanların v�cut ağırlığını s�rekli olarak denetlemesi zorunludur. Ters durumda �eviklik ve tetiklik yitirilir. Her alanda fazla ağırlıktan ka�ınılır. Beden ağırlığını kilo vermeye d�n�şt�rebilenin yararı elbette �oktur. Fazla kiloların zararı her yerde belirtiliyor. Bunlar �eşitli hastalıklara neden olabilir.

Fiziksel ilişkilerde g�zlenen bu ilkenin ruhsal ilişkilere uygulanması şï¿½yle betimlenir: �Her t�r ağırlığı ve kolaylıkla kuşatabilen g�nahı �st�m�zden atalım. �n�m�zdeki koşuyu katlanışla koşalım. G�zlerimiz imanımızın �nder�i ve yetkin kılıcısı İsa�ya bakar olsun� (İbraniler 12:1,2). Varlıkta Tanrı d�zenine ters giden, ona karşıt d�şen g�nah ağırlığı en baskıcı y�kt�r. Yaşamındaki g�nahın b�ylesi bir y�k olduğunu hi� d�şï¿½nd�ğ�n oldu mu? Kafanda y�reğinde taşıdığın b�y�k k���k her g�nah eninde sonunda canını sonsuz mahva s�r�kleyecek olan korkutucu y�kt�r. Bundan sıyrılmanın gereği Tanrı�nın senden kesin isteğidir, ��nk� g�nah Tanrı�ya iğren�liktir.

Can tatlıdır. Kişi onu tehlikeye atmak istemez. Ama gelgelelim varlığı sarsan, onu u�uruma iten yıkıcı etken her an karşında duruyor, sinsi sinsi sırıtıyor, ruhunu i�ten kemiriyor. �zvarlığı kutsallık olan Tanrı�yı en �nde �zen bozukluk, g�nahlılığın ve g�nahındır. G�nahın kaynağı k�keni şeytan, yani iblistir. Canın d�şmanı. Yaradan�ın her işine ve eylemine karşı savaşan iblis O�nun �zg�r yarattığı insanı yıkıma s�r�klemeyi amacı kıldı, kurnazlıkla ona g�nahı soktu, Yaradanı�ndan kopardı.

G�nah, kaldırılamayacak kalınlıkta buz tabakası gibi t�m varlığını sarmış. Aklın, d�şï¿½ncen, g�r�şï¿½n g�nahla kaplı. Canın g�nahla dolu. Ağzın g�nah s�zleriyle y�kl�: Yalan, d�zen, yemin billah, iftira, l�net, s�vg�, aldatı, her �eşit dolap ve daha neler! İşin, davranışın g�nahla y�kl�. Başarabildiğin �v�n�l� ve ge�erli işlere karşı bir s�r� k�t�l�k ve yolsuzluk �irkin y�z�n� g�stermeye her an hazır! Acıklı ger�ek, g�nah ağırlığının g�ng�nden yoğunlaşmasıdır. �te yandan, Yaratanı�yla sağlıklı ilişki �zleyen ruh i�erde inim inim inlemekte.
Giderek kalınlaşan g�nah tabakasını nasıl eritebileceksin? G�nah kavramı geneldir. �G�nahımız  yoktur  dersek  kendi  kendimizi  kandırırız  ve  ger�ek  bizde  barınmaz� (I.Yuhanna 1:8). Dinler t�reler g�nah tutsaklığının istenmeyen bir k�t�l�k olduğunu tanır, kendine g�re bir kefaret yolu �ğretmeye �alışır. Ama şimdiye dek hi�bir din kendi bağlısına g�naha karşı kesin yengi sağlayamadı, işlenen g�nahların silindiğini, insanın �zg�rl�ğe kavuştuğunu, sonsuz yaşam g�venliğinin kesinleştiğini bildiremedi. ��nk� Tanrı karşısında olanaksızdır bu.

�ylesi ağırlığı taşıyarak u�maya başlayan u�aklara k�t� sonu�lar getiren buz tabakası gibi g�nah da aklı, dili, eylemleri �elmiş, hem de her g�n, her an kalınlaşmakta, y�reği baştanbaşa nasırlaştırmakta. �oğu kez kişi bundan bilgisiz; ��nk� varlığın derininde g�nah pinekleşmiş. Hayır sevap, din-t�re, elbise, şapka, sakal, bıyık g�nahın bulucusu ve etkileyicisi şeytana vız geliyor; �Oyalanın siz bunlarla� diyor, �Ben işimi nasıl s�rd�receğimi iyi bilirim!� İblis b�yle tiye alıyor savunmasız insanı. Bazıları bedenine ıstırap �ektiriyor, bir ��z�m getirebilir d�şï¿½ncesiyle şeytanı taşlıyor. Kısır d�ng� s�r�yor. Bazı gafil gen�ler Satanist oluyor. G�nah, korkun� bir kasırga gibi her yanı kasıp kavuruyor. Nedir toplumun, kişinin �ektiği �ileler zinciri? T�m�n�n gerisinde g�nahın amansız egemenliği har vurup harman savurmakta.

Kimi emek�i kardeşin uğraşı hamallıktır. Ağır y�k altında ezilenin durumu elbette �z�c�d�r. Kimi yaşam boyu bor� ağırlığı taşır, bor�tan sıyrılamaz. Kimi yaşam boyu her t�r başarısızlığın ağırlığı altındadır. Elini neye s�rse bir sonu� bulamaz. Acırız bu kişilere. Kardeşi Habil�in etkin inancına karşı ayranı kabaran Kain Habil�in canına kıydı; ilk katil oldu. Bu adam yaşam boyu kan akıtıcılık su�unu taşıdı. Daha bir s�r� ağırlık vardır. Ama en korkun� ağırlık g�nahtandır. Ve işin �z�c� y�n�, ademoğlu bu ağırlığın farkında değil! �zg�r kılınmayı aramaz. Oysa Tanrı�nın kişiye �nemle vurguladığı ger�ek, g�nah ağırlığının cana sonsuzlar boyu işkence �ektireceğidir.

Karbon monoksitin �ld�r�c� gaz olduğu gibi, g�nah da ruha �l�m sıkan kahredici şırıngadır. Ademoğlunu her t�r armağanla donatan Yaradan�ın sağladığı yaşam en �st�n değerdir. Kurtarıcı Mesih insan yaşamının t�m d�nyadan daha �st�n �nem taşıdığını vurgular. �z niteliği kutsallık olan y�ce Tanrı�yı en �ok �zen sorun kişinin �z yapısını kemiren  g�nah bozukluğudur. G�c�ne, yeterliliğine yaraşan eylemlerle g�naha karşı akılları şaşırtan kurtulmalığı sundu O. Y�celerden, �ncesiz S�z�, biricik Oğlu İsa Mesih�i insan bedeninde d�nyamıza g�nderdi. G�nahsız Mesih senin g�nahın i�in de �ld�. O kalın buz tabakasını kaldırmak, varlığını kutsallıkla donatmak Mesih�in temel isteğidir. Tanrı�nla kesin barışa sadece b�yle kavuşabilirsin. �l�ler arasından dirilen Rab İsa Mesih�in g�nahı arıtma g�c� kesin ve t�md�r. Elbette O�nu imanla değerlendirene: ���nk� atalardan gelme boş yaşayışınızdan, yozlaşan g�m�şle ve altınla kurtulmadığınızı biliyorsunuz. Tersine, lekesiz kuzuyu andıran Mesih�in değerli kanıyla kurtuldunuz. O, d�nyanın kuruluşundan �nce bilinmişti, ama �ağların sonunda sizin yararınız i�in a�ıklandı� (I.Petros 1:18-20).
�Geri